İLETİŞİM 0262 643 74 47

Bizden Haberler

KAT KARŞILIĞI İNŞAAT SÖZLEŞMESİ İÇERİĞİ

KAT KARŞILIĞI İNŞAAT SÖZLEŞMESİ İÇERİĞİ

Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi Nedir?

Elinde arsa nitelikli gayrimenkulü olan kişinin, arsa üzerinde bina inşa edilmesi karşılığında, arsasının belirli paylarının mülkiyetini, arsa sahibi ve müteahhidin (veya yüklenici) karşılıklı anlaşmalarına göre, binanın belirlenen bağımsız bölümlerinin teslimi karşılığında, müteahhide devretmeyi taahhüt etmesiyle oluşan ve tarafları birbirine karşı sorumlu ve borçlu kılan sözleşmedir.

Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi; “Eser Sözleşmesi” ve “Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinden” oluşan çift tipli “karma” bir sözleşmedir.

Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi Nasıl Yapılır?

Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi, her iki taraf ile beraber noter huzurunda yapılmaktadır. Uygulamada sözleşme, Noterler tarafından değil taraflarca hazırlanmaktadır. 

Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi Neden Gereklidir?

Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi, tarafların haklarını koruma altına almak için yapılmaktadır. Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin birtakım özel şartları bulunmaktadır.

Arsaların tevhidi, buna bağlı olarak imar durumunun değişmesi, yola terkle ilgili zorunlulukların ortaya çıkması, taraflardan birinin payını 3. kişilere devretmesi ya da satması, mevzuat değişiklikleri ve tarafların fikir/karar değiştirmesi gibi hususlardan dolayı, Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi tüm hakları koruma altına alır ve zaman içerisinde taraflar için yukarıda saydığımız bazı değişikliklere uğrar.

Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinde Dikkat Edilecek Hususlar Nelerdir?

1.Kat karşılığı inşaat sözleşmesinin yapılabilmesi ve sözleşmenin uygulanabilmesi için öncelikle inşaat yapılacak arsanın, üzerine inşaat yapılmaya müsait olması gerekmektedir. 

2.İnşaatın yapılacağı arsaya sözleşmede kararlaştırılan miktarda bağımsız bölüm inşasının da mümkün olması gerekir.

3.Sözleşmeye konu inşaatın başlayabilmesi, inşaat projesi çizilerek belediyeye tasdik ettirilmesine bağlıdır. Sözleşmede ayrıca bir düzenleme bulunmuyorsa, belediyeye başvurma yükümlülüğü arsa sahibine düşer. 

4.İnşaat süresi, sözleşmede başka şekilde bir düzenleme yoksa, genelde belediyeden inşaat ruhsatı alınması sonrasında işlemeye başlar.

5.Sözleşmeye göre ya başlangıçta bir bölüm arsa tapusunun inşaat şirketine devri yapılır veya inşaatın belli aşamalarında müteahhide kat irtifaklı tapu ile daire verilmesi mümkün olabilir.  

6.Sözleşme hükümlerinde kat irtifakı tesisinin, ne zaman ve sözleşmenin hangi tarafınca yapılacağı, bununla ilgili harç ve masrafların kime ait olacağı açık olarak belirtilmelidir. 

7.Sözleşmede yapılacak inşaatın kalitesi, kullanılacak malzeme, ortak yerler ve arsa sahibine ait dairelerin ne şekilde inşa edileceği ayrıntılı şekilde açıklanmalıdır. 

8.Yıkılan binaya ilişkin ve inşaat süresince yapılacak kira yardımlarına ilişkin teminat verilmesi veya alınması da bu tip sözleşmelerdeki en önemli konulardandır.

9.Sözleşmede, inşaat bittikten sonra binanın veya sitenin nasıl yönetileceğine ilişkin yönetim planının nasıl hazırlanacağı da yer almalıdır.

Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi Örneği 2017!

Madde 1 – Taraflar;

Bir taraftan ….. İli, ……. İlçesi, …….. Mahallesi, ….. Sokağında imarın … ada, …. parselini teşkil eden taşınmazın malikleri ……… ……… , ….. …… ve …… …… ile diğer taraftan müteahhit ……… ……….. ve ….. …… arasında aşağıdaki şartlarla bir inşaat sözleşmesi yapılmıştır. Bu sözleşmede taraflardan taşınmaz malikleri (Mal sahibi) ve müteahhitler (Müteahhit) olarak anılacaklardır.

Madde 2 – Konu;

Sözleşmenin konusu, imarın ……. ada, ……. parselinde mevcut üç katlı betonarme binanın müteahhit tarafından yıkılması, yerine mal sahibinin isteği doğrultusunda çizilecek projeye göre yeni bir binanın yine müteahhit tarafından inşasıdır. Yapılacak binada dört mağaza ve apartman girişini havi bir zemin kat, mağazalarla irtibatlı dört ticari depoyu havi birinci bodrum kat, kalorifer dairesi, hidrofor, yakıt deposu ve sığınağı havi ikinci bodrum kat ile her katta iki daireye havi beş normal kat olacaktır. Kapıcı Dairesi Projenin tanzimine göre birinci veya ikinci bodrum katta yapılacaktır.

Madde 3- Yer Teslimi;

Taşınmaz müteahhide mal sahibi tarafından boş olarak teslim edilecektir.

Madde 4 – İnşaatın Niteliği;

İnşaat, bu sözleşmeye ve onun ayrılmaz bir parçası olan ekli teknik şartname esaslarına göre yapılacaktır.

Madde 5 – Binanın Bölüşülmesi;

Yapılacak bina mal sahibi ve müteahhit arasında yarı yarıya bölüşülecektir. Bu bölüşmede iki mağaza ile üzerine isabet edecek 5 daire birinci grup ve diğer mağazalar ile üzerine isabet edecek 5 daire ikinci grup sayılacak ve bu iki gruptan birini tercih hakkı mal sahibine ait olacaktır. Proje düzenlenirken gruplar arasında denge sağlanacaktır.

Madde 6- Yıkım, Hafriyat ve İnşaatta Sorumluluk;

Mevcut binanın yıkımı ile hafriyat ve yeni binanın yapımı sırasında veya yapımından ötürü komşulara veya diğer üçüncü kişilere verilecek her çeşit zararlar ile iş kazalarından doğacak zararlardan müteahhit sorumludur. Mal sahibi aleyhine bu nedenle bir dava açıldığında bu dava müteahhide ihbar edilir. Bu takdirde müteahhit mal sahibi makamına kaim olarak davayı takip eder.

Madde 7 – Giderler;

İnşaat için gerekli her çeşit malzeme bedelleri, işçilik ücretleri, proje giderleri, sigorta primleri ve cezalar, vekâlet ve tapu giderleri, cins tashihi ile kat irtifak ve mülkiyeti tesisi giderleri ve her çeşit vergi, resim ve harçlar, bu sözleşmede aksine bir hüküm olmadıkça müteahhide aittir.

Madde 8 – Vergiler;

….. yılı dahil olmak kaydı ile emlak vergisi, ……….vergileri mal sahibi ve müteahhit arasında eşit olarak bölüşülecektir. Ancak bunlardan arsa sahibinin payına düşeni de önce müteahhit ilgili idareye verecek ve iş bittikten sonra mal sahibi bu borcunu müteahhit ilgili idareye verecek ve iş bittikten sonra mal sahibi bu borcunu müteahhide ödeyecektir. Müteahhit, bu ödemeyi yapmazdan en az …. gün önce İdareye karşı ihtirazi kayıt dermeyan edebilmesi için durumdan mal sahibini haberdar edecektir. İleride bunların geri verilmesi halinde, geri verilecek miktar mal sahibi ve müteahhit arasında eşit olarak bölüşülecektir.

Müteahhide ait bağımsız bölümlerin satışından ötürü mal sahibi adına gerçekleşecek ………… vergisi ve ………….. vergisi müteahhide aittir.

Arsa sahiplerine kalan bağımsız bölümlerin …………. vergisi ile ………… vergisi kendisine aittir. Ancak, mevcut betonarme bina yıkıldıktan sonra taşınmazın cinsi arsaya çevrildiğinde değeri …………-TL gösterileceğinden müteahhidin kendisine ait bağımsız bölümleri arsa olarak başkalarına satışında bunların tamamının satış bedellerinin toplamı …………..-TL ye ulaşacaktır.

Madde 9 – Müteahhide Ait Bağımsız Bölümlerin Satışları;

Cins tashihinin yapılmasından ve kat irtifakının kurulmasından sonra mal sahibi, zemin hariç birinci kat tavan betonunun dökülmesiyle iki adet dairenin, çatı betonunun dökülmesiyle bir adet dairenin, duvarların örülmesi ve doğrama kasalarının takılmasıyla iki adet dairenin, iç ve dış kaba ve ince sıvalar ile kalorifer ve sıhhi tesisatın başlamasında mağazanın, doğramaların tamamen takılması, fayans ve döşemelerin tamamlanması ve sıhhi müteahhit tarafından istenildikçe satışın her kademesi için arsa sahibi, müteahhide vekâlet verecektir. Kat irtifakının kurulması için gerekli belgeleri müteahhit hazırlayacaktır.

Madde 10 – Bedelin Değişmemesi;

Önceden tahmin olunamayan veya tahmin olunup da iki tarafça nazara alınmayan haller ve özellikle malzeme fiyatları ve işçi ücretlerindeki artışlar için yapılmasına engel olursa veya yapılmasını son derecede işgal ederse, müteahhit bedelin artırılmasını veya Sözleşmenin feshini yahut şartlarda bir değişiklik yapılmasını isteyemez. Müteahhit, her ne olursa olsun işi kararlaştırılan bedelle yapmağa mecburdur.

Madde 11 – Başkasına Devir Yasağı;

Müteahhit aldığı işi başkasına devredemez; vekaleten de olsa başkasına yaptıramaz. Aksi halde mal sahibi Sözleşmeyi feshe yetkilidir.

Madde 12 – İşin Teslimi;

Müteahhit yer tesliminden itibaren en geç …. ay içerisinde yapı kullanma izin belgesini almaya hazır olacak biçimde işi bitirmeye ve mal sahibine teslime mecburdur. Ancak yer teslimi inşaat mevsimi bittikten sonra yapılırsa bu süre, yeni inşaat mevsimine girildiğinde başlar. İnşaat mevsiminden amaç, o yılki don olayının bitmesiyle başlaması arasında geçen süredir. İşin bitirilmesinden amaç ise, suyun, havagazının, elektriğin bağlanmaya hazır olması, kanalizasyon irtibatının sağlanması, asansör ve hidrofor tesisatının projesine uygun olarak yapılmış olması, teknik şartnameye göre bütün tesislerin tamamlanmış bulunması ve territuvarın düzenlenmesidir.

Madde 13- Eksik ve Kusurlu İşler;

Yapılacak binadaki eksik ve kusurlu işlerden dolayı müteahhit sorumludur. Mal sahibine kalan bağımsız bölümlerle ortak yerlerde, işin teslimi veya kabulünden sonra çıkacak eksik ve kusurlu işler bunlar hemen ihbar edilmemiş olsa bile, müteahhit bunların bedelsiz olarak tamamlayacak veya düzeltecektir. Müteahhidin sattığı bağımsız bölümlerin alıcıları tarafından eksik ve kusurlu işlerden veya satış ile ilgili her çeşit uyuşmazlıklardan dolayı mal sahibine yöneltilecek bütün iddialardan müteahhit sorumludur. Mal sahibi aleyhine bu nedenle açılacak davalarda da 5 inci madde hükmü uygulanır.

Madde 14 – Geç Teslim;

Müteahhit 11 inci maddede gösterilen günde ve şekilde işi bitirip teslim edemediği takdirde kira yoksunluğu olarak mal sahibine her ay için …………….-TL (………………Türk Lirası) gecikme tazminatı vermeye mecburdur. Bu gecikme …. ayı geçtiği takdirde mal sahibi, sözleşmeyi feshederek yoksun kaldığı gerçek kira karşılığını ve diğer zarar ve ziyanını istemek ve ayrıca eksik ve kusurlu işleri müteahhit hesabına tamamlattırmak ve düzeltmek hakkına sahiptir.

Madde 15- İnşaat Sırasında Kontrol;

Mimari proje ile betonarme, kalorifer, elektrik, havagazı ve su tesisat projelerinin birer ozalit kopyası mal sahibine verilecektir. Mal sahibi bir fen adamı eli ile inşaatın sözleşme ve teknik şartname ile projelere uygun yapılıp yapılmadığını her zaman kontrol ettirebilir. Aykırı olan hususları müteahhit derhal uygun hale getirmeğe, yanlışlıkları düzeltmeğe ve malzemeyi değiştirmeğe mecburdur.

Madde 16 – Diğer Bazı Şartlar;

Apartmanın adı ……………… olacaktır. Apartmanın girişine reklam, ilan ve camekan gibi tesisler konulmayacaktır. Yönetim Planı tarafların ittifakıyla yapılacak ve bu plan düzenlenmeden satış yapılmayacak ve alıcıların planı kabulleri müteahhitçe sağlanacaktır. Kapıcı tarafların ittifakıyla tutulacaktır.

Madde 17 – Özel Vekalet;

İnşaat dolayısıyla İmar Müdürlüğüne, Fen İşleri Müdürlüğüne, Elektrik ve Hava gazı İşletmesi Müdürlüğüne, cins tashihi ve kat irtifakının kurulması ile sınırlı olarak Tapu Sicil Müdürlüğüne yapılması gerekli müracaatlar için mal sahibi, müteahhide özel bir vekalet verecektir.

Madde 18 – Sorumluluğun Müteselsil Olması;

Müteahhitlerin mal sahibine karşı mes’uliyeti müteselsilendir.

Madde 19 – Tebligat Adresi;

Mal sahibinin adresi ……… ………… ………./…… ve müteahhidin adresi ……… ………. …………/…… dir.

Madde 20 – Uyuşmazlıkların Çözümünde Yetkili Mahkeme ve İcra Daireleri;

Uyuşmazlık halinde………. Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkili olacaktır.

Bu sözleşme …/…/…… gününde akdedilmiştir.

Ek: Teknik Şartname

MAL SAHİPLERİ                                                   MÜTEAHHİTLER

 

TEKNİK ŞARTNAME

 A) Dairelerin Genel Vasıfları:

 1) Salon ve yatak odaları:

 Zeminler 1.sınıf laminat parke olacak; iç duvarlar ve tavanlar alçı sıva yapılıp duvarlar saten, tavanlar plastik boya ile boyanacaktır.

 2) Mutfaklar:

 Mutfak duvarları tavana kadar renkle ve desenli fayans kaplanacak, tezgah altı-üstü ve karşı duvarına yeter miktarda 1.sınıf mdf olarak dolap yapılacak, çift gözlü eviyeli mermer tezgah yapılacak. Bulaşık makinesi için yer ayrılacak ve gerekli tesisatı hazırlanacaktır. Fırın üstüne gelecek aspiratör dolabı ve aspiratör taktırılacaktır. Mutfak yer kaplaması seramik olacaktır.

 3) Banyolar:

Zemin ve tavana kadar duvarları renkli ve desenli seramik kaplanacak, 1.sınıf gömme küvet, rezervuar, klozet, ayaklı lavabo konacaktır. Çamaşır makinası için sıcak ve soğuk muslukları ile tahliye gideri yapılacaktır. Dairenin tümünde … marka armatür kullanılacaktır.

 B) Binanın Genel Vasıfları:

 1) Radyatörler panel radyatör olacak, …… vana ile bağlantıları yapılacaktır. Radyatör boruları yağlı boya ile boyanacaktır.

 2) Su tesisatı galvaniz borularla döşenecek, …. marka armatür ve küresel vana kullanılacaktır.

 3) Her daireye sıcak ve soğuk için …. marka süzme sayaç takılacaktır. Gerek dairelerdeki su vanaları gerek binanın ana vanaları küresel vana olacaktır.

 4) Elektrik malzemeleri TSE standartlarına uygun birinci sınıf olacaktır. Priz, avize yerleri konusunda arsa sahibinin önerileri dikkate alınacaktır. Elektrik sayaçlarının yerleri ve bağlantısı, binanın ana şebekeye bağlantısı ve benzeri iler TEDAŞ’ın belirlediği esaslar dahilinde yapılacaktır.

 5) Dairelerin elektrik ve hava gazı saatleri müstakil olacaktır.

 6) Pis su tesisatı normlara uygun olarak pimaş marka boru ile döşenecektir.

 7) Kalorifer tesisatı doğalgaz ile çalışır durumda olacak, piyasadaki en iyi brülör takılacak, test edilecek ve kullanıma hazır olacaktır.

 8) Hidrofor tesisatı …… marka olacak, ….. tonluk su deposu yapılacaktır.

 9) Bina cephesi mimari projeye uygun malzeme ile yapılacaktır.

 10) Dairelerin dış kapıları çelik, iç kapılar ise ceviz veya meşe kaplama olacaktır.

 11) Pencereler PVC olacaktır.

 12) Balkon zeminleri Afyon mermeri olacaktır.

13) Daire iç kapıları derin dilli, çift kilit takılacaktır.

 14) Binanın dış kapısı, kapıcı ile konuşmayı sağlayan diyafon sistemi yapılacaktır. Dış kapıya açma otomatiği takılacaktır.

 15) Apartman girişi mermer, bina dış kapısı çelik, merdiven boyu tavana kadar kum sıva, merdiven korkulukları profil demir yapılacak, üstüne ahşap küpeşte yapılıp cilalanacaktır. Apartman girişine ikinci bir çarpma kapı yapılacaktır.

 16) Dükkan doğramaları alüminyum, zeminleri renkli karo olacaktır.

 17) Asansör, 4 kişilik …. marka veya eşdeğer marka olacaktır.

 18) Kablolu TV bağlantısı Türk Telekom’un istediği normlarda tesisat yapılacak, bağlantıya hazır hale getirilecektir.

 19) Arsa sahibine düşen daireler müteahhitin dairelerinin kalitesinden aşağı olmayacak, binanın tüm dairelerinde aynı malzemeler kullanılacaktır.

 20) Binanın çatısı izocam ile kaplanacak ve izolasyon yapılacaktır. Çatıda yeni kereste kullanılacak, kremit döşenecektir.

 21) Bahçe yol seviyesinde yumuşak toprakla doldurulacak, bahçe duvarları ve bahçe düzenlemesi yapılacak, çevre düzenlemesi yapılarak bina arsa sahibine teslim edilecektir.

 Bu teknik şartname taraflar arasında akdedilen …/…/…… günlü kat karşılığı inşaat sözleşmesine ek olarak düzenlenip imza altına alınmıştır. ../…/…

  1. KAT KARŞILIĞI İNŞAAT SÖZLEŞMESİNDEN DOĞAN HAK VE BORÇLARIN DEVRİ * 1. Problematik Kat karlığı inşaat sözleşmelerinde ortaya çıkabilecek ihtilaflar, sadece arsa sahibi ile yüklenici arasında olmaktan çıkmış, yüklenicinin haklarını, bazı hallerde borçlarını da başkasına devir etmesi sebebiyle üçlü bir hukuki ilişkiye dönmeye başlamıştır. Çünkü hiç bir inşaat yüklenicisi, bu sözleşmelerle kendilerine kalacak bağımsız bölümlerin mülkiyetini kendi üzerinde tutmak istememekte bunları pazarlayarak bu surette elde ettiği finans kaynakları ile inşaatı tamamlamaya çalışmaktadır. Burada şu sorular akla gelmektedir : - Müteahhidin haklarını bu şekilde devri, nasıl bir şekle tabidir ? - Müteahhidin arsa sahibine karşı borçları da müteahhide geçer mi ? Bir örnek verip bu örnekten hareket ederek bu sorulara cevap verelim. Yüklenici Arsa sahibi (A), yüklenici (Y) ile yapmış olduğu sözleşmede, arsası üzerinde yüklenici tarafından 36 ayda tamamlanacak 40 bağımsız bölümlük inşaatın, 20 bağımsız bölümünü (Y) ye devir etmeyi taahhüt etmiş, yüklenici (Y) de adi yazılı bir sözleşme ile kendisine kalacak bu bağımsız bölümleri, kendisine sağlanacak finansal kaynaklar karşılığı (K) kooperatifine devir etmiştir. Yüklenici 36 aylık süre içinde sadece inşaatın yüzde 40’ını tamamlayabilmiş ve daha sonra da iflas ederek faaliyetlerine son vermiştir. (K) kooperatifi inşaatı kendisi tamamlayıp, arsa sahibi (A)nın, yükleniciye taahhüt ettiği bağımsız bölümlerin mülkiyetini talep etmek istemektedir. IV. HUKUKİ DEĞERLENDİRME 1. Şekil Bakımından aa. Kat karşılığı inşaat sözleşmesinin şekli Müteahhidin arsa sahibi ile yaptığı kat karşılığı inşaat sözleşmesinin şekli ile, müteahhidin bu sözleşmeye dayanarak üçüncü şahıslar ile yaptığı satış sözleşmelerinin şeklini biri birinden ayırmak lazımdır. * Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı 80 Prof.Dr. Şeref ERTAŞ Eser sözleşmesinin bir türü olan inşaat sözleşmeleri BK (m.355) tarafından özel bir geçerlilik şekline (BK 11) tabi tutulmamıştır. Kat karşılığı inşaat sözleşmeleri karma akit niteliğindedir. Bu sözleşmelerden, taşınmaz mülkiyetini devir borcu doğduğundan MK 634 ve BK 213. m. gereğince bu sözleşmelerin resmi şekilde yapılması zorunludur (15.HD.13.5.1976 -YKD 1976, 1442 sy 10; HGK” 9.6.1982 - YKD 1982, 1382 sy 10; Y.HGK 30.4.1997 E.97/15-146, K.372 -İKİD 1998, 13471; bkz Kartal, Kat karşılığı İnşaat Sözleşmesi YD 1983, 569 sy 4; S.Erbil, Müteahhidin Üçüncü kişilere adi yazılı şekilde satış sözleşmesinin geçerliliği -Man.Bar.Der. 1986 sy 16 s.29). Yargıtay uygulamasında noterlerce düzenlenen bu kabil sözleşmeler Tapu Kanunu 26.m.anlamında taşınmaz satış vaadi olarak geçerli sayılmaktadır (C. Yavuz, Borçlar Hukuku, Özel Hükümler c.127. 1989 bası; Kanati, Hukuki işlemlerin Çevrilmesi s.233; HGK 10.2.1960 tarih 2806 E.3875 K-Uygur, İnşaat Hukuku c.1. s.172 ve s.93) Bu bakımdan her şeyden önce arsa sahibi ile müteahhit arasındaki bu sözleşmelerin en azından noterlerce düzenlenmiş olması bir geçerlilik koşuludur. Sadece noterce imza tasdiki yeterli değildir .Aksi takdirde işlem, MK 2.m.sınırları saklı kalmak üzere kesin hükümsüz sayılır (13.HD.25.2.1997, E.11364 K.1392 - Uygur, c.1 s.68 ve30.9.1988 tarih ve E.2 K.2 sayılı YİBK, bkz aşağıda kazuistik bölümü)) bb. Müteahhitle üçüncü şahıslar arasında yapılan satış sözleşmeleri Müteahhitlerin kendisine kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca bırakılan bağımsız bölümleri üçüncü şahıslara devir edip edemeyeceklerine gelince : Kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde müteahhitlerin, kendilerine bırakılan bağımsız bölümleri üçüncü şahıslara satması, alacağın temliki olarak geçerli sayılmaktadır (Yargıtay 15.HD.3.10.1989 T.1136 E.3995 K = T.Uygur.s.149) Böyle bir sözleşmeler de taşınmaz mülkiyetini devir borcu içermesi nedeniyle MK 634, BK 213.m. mucibince resmi şekle mi tabi olacaktır, yoksa BK 163.m. gereğince sadece adi yazılı şekil yeterli mi olacaktır? Kooperatif Müteahhit Firma ile yapmış olduğu sözleşme ile bu inşaat firmasının arsa sahibi kooperatifle yapmış olduğu kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile elde etmiş olduğu hakları devir almıştır. Müteahhit firma başka bir deyişle gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden doğan haklarını ki bunlar yapılacak bağımsız bölümlerin mülkiyetinin devrini talep etme hakkıdır, alacağın temliki hükümleri çerçevesinde BK 162.m.ye göre Kooperatife devir etmiştir. Uygulamada, temlik edilen hakkın taşınmaz mülkiyetine ilişkin olduğu dikkate alınmadan, müteahhitlerin bu haklarını devri salt alacağın devri olarak nitelendirilmekte ve adi yazılı şekil bu nedenle yeterli sayılmaktadır. Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinden Doğan Hak ve Borçların Devri 81 Arsa sahibi ile müteahhit arasındaki sözleşme, resmi şekilde yapılmamış ise geçersiz olduğundan, müteahhidin bu sözleşmeden doğan hakkını BK 163.m.uygun olarak adi yazılı şekilde temlik etmesi geçerli olur mu.? Bu temliki geçerli saysak bile, BK 167.m. gereğince borçlu arsa sahipleri, müteahhide karşı ileri sürebildikleri geçersizlik savunmasını, bu üçüncü şahıslara karşı da ileri sürebilirler. Bu durumda müteahhidin üçüncü şahıslara karşı BK 169.m. 1.f. gereğince sorumluluğu vardır. Müteahhitle arsa sahipleri arasındaki sözleşmede, müteahhidin bu sözleşmeden doğan haklarını başkalarına devrini yasaklayan bir hükümler konabilir. Alacağın devrine ilişkin BK 162.m. emredici olmadığı gibi, inşaat işinin niteliği de aksini gerektirmemektedir. İnşaat sözleşmelerinde arasa sahiplerinin devir borcu genellikle, inşaatın belirli aşamalara (temelüstü, kaba inşaatın tamamlanması, ince inşaat gibi) gelmiş olması kayıtlara bağlanmaktadır. Alacaklı müteahhidin alacağını başkasına temlik etmesi için arsa sahibinden (mülkiyeti devir borçlusu) onay alma zorunluluğu yoktur. Sözleşmeyle böyle bir zorunluluk konulabilir. 2. Arsa Sahiplerinin Bağımsız Bölümleri Devir Borcunun Muacceliyeti Kat karşılığı inşatt sözleşmesi uyarınca müteahhidin arsa sahibine karşı açabileceği cebri tescil davasını (MK 642), ondan bu alacağı devir alan kişilerde de açabilir (14.HD.16.1.182 -İKİD 1982, 1435; 10.HD.4.11.1882 -YKD 1983, 87 sy 1; 23.3.1983 -YKD 1983, 875 sy.6)) Eser sözleşmesinin bir türü olan kat karşılığı inşaat sözleşmesi, iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerden olması nedeniyle BK 81.m.ye göre müteahhit kendi edimlerini ifa etmeden, kendi alacağının ifasını arsa sahibinden isteyemez. (Zevkliler, Aydoğdu/Petek, Borçlar Özel Hukuku s.340 vd bası 1998) Veri olayda müteahhitten alacağı temellük eden kooperatifin, taahhüt edilen bağımsız bölümlerin, arsa paylarının devrini talep hakları müteahhidin inşaatı tamamlama borcunun yerine getirilmiş olmasına (BK 360) veya sözleşmede kararlaştırılan aşama kaydının (bkz. 14.HD.21.6.1999, E.440, K.4603 -İKİD 1999, 142-373)) gerçekleşmesine bağlıdır, aksi takdirde arsa sahibinin ödemezlik defi (BK 81) ile karşılaşabilir (Yargıtay 14.HD.5.12.1995 T.7194 E.9114 K -T.Uygur c.1. s.152; 15.HD 10.7.1992 tarih 3084 E.3794 K -Uygur s.108; 14.2.1980 tarih 2227 E.2295 K-Uygur s.108; 21.2.1991 tarih E.113 K.821 -Uygur s.110). Yukarıdaki veri olayda ise müteahhit firma, inşaatın ancak yüzde kırkını bitirebilmiş, yani inşaatı süresinde bitiremediği gibi, iflas etmiş ve faaliyetine son vermiş durumdadır. Bu durumda arsa sahiplerinden ne müteahhit firma ne de onun halefi kooperatif, bu bağım bölümlerinin tamamının arsa paylarının devrini talep hakkı henüz doğmamıştır. 82 Prof.Dr. Şeref ERTAŞ 3. Kooperatif Müteahhide Halef Olarak İnşaatı Tamamlayabilir mi? Veri olayda, kooperatifin müteahhit firmaya karşı durumu ile arsa sahiplerine karşı durumu ayrı ayrı değerlendirmek gerekir. 3.a) Müteahhide karşı kooperatifin durumu Kooperatif müteahhit firmanın yerine geçerek, inşaatı tamamlaya bilir mi?: Veri olayımızda müteahhit firma, 36 ay içinde inşaatı tamamlamayı taahhüt etmiştir. Bu sürenin uzatılması da söz konusu olmamıştır. Fakat taraflarca da sözleşme feshedilmemiştir. Bir inşaat sözleşmesinde Müteahhidin temerrüdü halinde, alacaklı iş sahibi (Kooperatif), borçlu müteahhidin “yerine borcun (inşaat işinin) kendisi tarafından ifasına izin verilmesini” hakimden BK 97.mye göre talep edebilir, ayrıca uğradığı zararlarında tazmini isteyebilir. Borçlunun yapma edimini yerine getirmekten kaçınması halinde alacaklının (Kooperatif) : 1. Borçlunun bu sözleşmeye aykırı davranışının tespitini, 2. Bu edimin kendisi veya üçüncü bir kişi tarafından yapılmasına izin verilmesi, 3. Bu şekilde bir ifanın yolaçacağı giderlerin borçludan (müteahhitten) tahsilini, 4. Gecikmeden dolayı bir zarar doğmuş ise bu zararın da borçlu (müteahhitten) tahsili, Konularında karar verilmesini mahkemeden talep edebilir (TEKİNAY, Borçlar Hukuku s.1236; 15.HD. 19.6.1996 T.3158 E.3503 K, Turgut UYGUR, İnşaat Hukuku, Kar Karşılığı İnşaat Sözleşmesi 2.cilt s.481, 517) Borçlunun (müteahhidin) temerrüdü için önce bir ihtar ve mehil verilmesi gerekli ise olayımızda BK 101, 107/1-3 m.ler gereğince borçlu müteahhide ihtar ve mehil verilmesine lüzum yoktur. Kooperatifin iflas etmiş, faaliyetine son vermiş müteahhit firmaya karşı sahip olduğu bu hakkı, arsa sahiplerine karşı ne ölçüde kullanabilir? Bu sorunun cevabı aşağıda verilmiştir. 3.b. Kooperatifin arsa sahiplerine karşı durumu Kooperatifle, arsa sahipleri arasında doğrudan yapılmış bir sözleşme yoktur. Kooperatif sadece müteahhit firmayla yapmış olduğu alacağın temliki adını verdiğimiz sözleşme ile müteahhidin haklarına BK 162.m.uyarınca halef olmuş fakat müteahhidin arsa sahiplerine karşı borçları (inşaat yapma) kooperatife doğrudan geçmemiştir. Alacağın nakli için borçlunun onayına gerek yoksa da borcun nakli için alacaklının (arsa sahipleri) onayı gereklidir (BK 173, 174). BK 356.m.3.f.2.c.ye göre müteahhit “işin mahiyetine nazaran şahsi maharetin ehemniyeti yok ise, taahhüt ettiği şeyi başkasına da yaptırabilir. Fakat bu durumda Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinden Doğan Hak ve Borçların Devri 83 borçlu sıfatıyla müteahhidin yerine bu kişiler geçmez, bu kişiler BK 100.m. anlamında ifa yardımcısı durumundadır. Yüklenici ile Arsa Sahipleri arasında yapılan, sözleşmelerde de “İnşaatların tümünü müteahhit kendisi yapmak zorunda olup, resmi olarak bu yükümlülüğünü başkasına devir edemez” denmek suretiyle, müteahhidin inşaat yapma yükümlülüğünü başka bir şahsa, örmeğin kooperatife devri yasaklanmış olabilir. Fakat bu BK 100m. anlamında yardımcı şahıs kullanamayacağı anlamına gelmez. Müteahhit sözleşmeden doğan haklarını başkasına devir edebilir fakat yükümlülüklerini arsa sahiplerinin muvafakati (BK 174) olmadan başkasına devir etmesi mümkün değildir. Veri olayda üçüncü kişi durumundaki Kooperatifin arasa sahipleri ile müteahhit arasındaki inşaat sözleşmesini aynen kabul etmesi, borcun BK 173.m.anlamnda bir iç yüklenilmesi ifade eder, bunun alacaklı durumunda olan arsa sahiplerine karşı doğrudan etkisi yoktur. Bu bakımdan kooperatifin müteahhidin yerine inşaat işini yapabilmesi arsa sahiplerinin muvafakati ile mümkündür. Bu durumda arsa sahipleri kabul etmedikçe, kooperatifin bizzat inşaatı tamamlayabilme, inşaata devam edebilme hakları mevcut değildir. Dolayısıyla BK 174.m.anlamında borcun (dış) nakli gerçekleşmedikçe, kooperatif müteahhit firmanın yerine inşaata devam edemez. Veri olayımızda borcun dış nakli yani alacaklı arsa sahiplerince kabul edilip edilmediğine gelince : Bu nakil bir geçerlilik şekline tabi değildir ve açık, irade beyanı ile olabileceği gibi örtülü şekilde de olabilir. Müteahhit firmanın iflas edip faaliyetlerine son verdikten sonra inşaatı finanse eden kooperatifin emanet usulü taşeronlarla inşaata devem ettiği, arsa sahiplerinin bildikleri halde buna karşı çıkmadıkları hatta işbirliğinde bulunmuş ise, bu durumu BK174.m.3.f. anlamında örtülü muvafakat olarak yorumlamak mümkündür. Bu hükme göre “alacaklı, borcu üstlenen borçlu sıfatı ile yapmış olduğu her hangi bir muameleyi” itirazi kayıtsız kabul ederse, borcun başkası (kooperatif) tarafından üstlenilmesine kabul etmiş olacaktır (TEKİNAY, Borçlar Hukuku s.249). Kooperatifle arsa sahipleri arasında bu konuda yapılmış olan yazışma ve müzakereler (çekilen ihtarname, taraflar arasında yapılmış olan bir protokol bu durumu güçlendirebilir. Bu nedenle, anılan hadiseler varsa arsa sahiplerinin, kooperatifin inşaata devamını engellemesi hukuka uygun olmaz. Esasen burada borçlunun (Kooperatif) temerrüdü (gecikmede direnme) değil, artık alacaklı arsa sahiplerinin temerrüdü söz konusu olur. BK 94.m., borcun konusunun bir verme borcu olmadığı hallerde alacaklı temerrüde düşmüş ise 84 Prof.Dr. Şeref ERTAŞ borçluya alacaklıya karşı, borçlunun temerrüdünde alacaklıya tanınan hakları da tanımaktadır (Dalamanlı/Kazancı m.94 s.229). Gerçi BK 94.m.de borluya sadece akdi fesh etme hakkı tanınıyorsa da iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde bu kabil durumlarda alacaklı ve borçlunun temerrüdü arsa sahipleri açısından birlikte gerçekleştiğinden alacaklı (Kooperatif) BK 106 ve 97 m.lerdeki hakları kullanabilir. Müteahhit firmanın hak ve borçlarına halef haline gelen üçüncü şahıs durumundaki kooperatif BK 97.m.den yaralanarak, taahhüt ettikleri bağımsız bölümlerin devri borcundan kaçınmak isteyen arsa sahiplerine karşı “hakimden karar almak suretiyle” inşaatı başka bir müteahhidi tamamlatabilir, buna bağlı olarak inşaatın tamamlanabilmesi için alacaklı arsa sahipleri tarafından yerine getirilmesi icap eden yan edimleri de bizzat yerine getirebilir. 4. Mükerrer Temliklerde Kimin Öncelikli Olacağı İnşaat halinde olan binalarda bağımsız bölüm satın almada üçüncü şahıslar için en güvenilir yol arsa payına bağlı olarak bağımsız bölümlerin kat irtifakını satın almaktır. Fakat uygulama çoğunlukla bu tür yapılarda ya henüz kat irtifakı kurulmamıştır veya arsa sahipleri müteahhitlere bu konuda yetki vermemektedir. Arsa payının tapuda satın ve tescilin yapılması da üçüncü kişilere ayni bir hak sağlar, ancak bu taahhüt edilen bağımsız bölümün iktisabını hukuken garantilemez. Bu halde pay satın alan 634 sayılı KMK 10.ye göre ortaklığın giderilmesi davası yoluyla kat mülkiyeti kurulmasını ve taahhüt edilen bağımsız bölümün adına tescilini sağlayabilir. Uygulama müteahhitler ile üçüncü şahıslar arasındaki işlemlerin adi yazılı şekilde BK 162.m. uyarınca yapılmış olduğunu görüyoruz. Ancak bu hallerde üçüncü şahısların arsa sahiplerine karşı tescil davası açabilmesi, arsa sahipleri ile müteahhit arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesinin noter senedi ile yapılmış olmasına (MK 634, BK213, Tap.K.26) ve müteahhidin arsa sahibine karşı bu sözleşmeden doğan edimini yerine getirmiş olmasına bağlıdır. Müteahhitlerin aynı bağımsız bölümü adi yazılı senetle, hatta noterde satış vaadi yoluyla birden fazla kişiye satması mümkündür. Böyle bir durumda arsa sahiplerine karşı müteahhidin halefi olarak cebri tescil davaları açıldığında kimin önceliği olacaktır? Burada sorunu bir ölçüde şerh müessesesi çözebilir. Lehine MK 919.m. ye göre şerh konulan alacaklı hakkını aynı bağımsız bölümü daha sonra satın alanlara göre öncelik kazanır. Gayrimenkul payına ilişkin satış vaadi sözleşmelerinde, satış vaadi alacaklıları da, malikin muvafakatine gerek olmadan doğrudan tapuya şerh talebinde bulunabilirler. Ancak bunun için satış vaadi sözleşmesinin : - Arsa maliki ile alıcı arasında, - noterlerce düzenlenmiş olması gerekir. Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinden Doğan Hak ve Borçların Devri 85 Halbuki işlem arsa sahibi ile değil müteahhitle alıcı arasında çoğunlukla adi yazılı olarak yapılmaktadır. Bu bakımdan BK 162.m.anlamında temliklerin müteahhide arsa sahiplerince özel yetki verilmedikçe satış vaadi olarak şerhi mümkün değildir. Müteahhitten bağımsız bölüm aklan üçüncü kişiler için bir şerh imkanı, MK 920/1. ve HUMK 101.m.ye göre mahkemeden ihtiyati tedbir kararı alıp çekişmeli hak olarak tapuya şerh ettirmektir. Üçüncü şahıslar, müteahhitle arsa sahipleri arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesi bir satış vaadi sözleşmesi olarak Tap.K.26 ve TST 55.m. gereğince tapuya şerh edilmiş ise, müteahhit lehine yapılmış bu şerhten, arsa sahiplerince daha sonra yapılacak tasarruf işlemlerine karşı üçüncü kişiler yararlanabilirler. Ancak bu halde de müteahhidin birden fazla kişiyle temlik işlemi (kat satışı) yapması az rastlanılan olaylardan değildir. Böyle bir durumda ilk temlikin yapıldığı alacaklının tercih edilmesi doğru olacaktır. Çünkü müteahhit arsa sahibinden kat karşılığı inşaat sözleşmesinden doğan alacağını BK 162.m.ye göre temlik etmekle artık bu alacağını malvarlığından çıkarmaktadır. Daha sonraki temlikler artık mevcut olmayan bir alacağın temliki hükmündedir ve sadece temlik edeni BK 169.m.ye göre sorumlu kılar. Yargıtay 14.Hukuk Dairesi de 15.2.1987 tarihli (YKD 1988, 963 sy 7) kararında bu sonucu kabul etmektedir. Bununla birlikte burada BK 165.m.ninde dikkate alınması gerekir. Müteahhit önceki temlikleri arsa sahiplerine ihbar etmemiş, daha sonra yapmış olduğu temliği arsa sahiplerine ihbar etmiş, arsa sahipleri de bu sonraki alacaklı üzerine tescil işlemini yapmış ise, kendileri borçtan kurtulduğu gibi bunlar lehine yapılan tescil de geçerli bir tescil olacak ve önceki alacaklıların hakları müteahhide karşı tazminat hakkına dönüşecektir. Bir bağımsız bölüm için satış vaadi sözleşmesi yapılmış fakat tapuya şerh edilmemiş ise, müteahhidin veya arsa sahiplerinin aynı bağımsız bölümü bir başkasına satması ve tapuya şer konması halinde, şerhsiz alacaklının sözleşme önce yapıldı diye şerhli alacaklıya önceliği olur mu? Bu sorunun cevabı Yargıtaya göre olur, bize göre olmaz. Yargıtay 14.HD.si MK 919.m. 2.f.nın lafzından hareketle şerh edilmiş hakkın “o gayrimenkul üzerinde sonradan hak iktisap hak sahiplerine karşı” ileri sürülebile-ceğini, önceden hak iktisap edenlere karşı ileri sürülmeyeceğini kabul ediyor (14.HD.13.10.1989 gün ve 87/4244 E.88/6494 sayılı - YKD 1989, 1293 sy 9). Bu şekilde Eşya Hukukunun iki önemli kuralı ihlal edilmiş oluyor. Birincisi şahsi hakların, herkese karşı ileri sürülemeyeceği, sadece taraflar arasında geçerli olduğu kuralı . Şerh edilmemiş bir şahsi hakka, daha sonra doğmuş şerh suretiyle ayni etki kazanmış şahsi hakka karşı üstünlük tanımak, hukukumuzdaki ayni-şahsi hak ayrımını gözardı etmek anlamına gelir. MK 919 m.ye göre bir taşınmaz üzerindeki şahsi hakkın, sonraki hak sahibine karşı ileri sürülmesi şerh edilmiş olmasına bağlıdır. Şerh edilmemiş bir şahsi hakkın, aynı taşınmaz üzerinde sonradan doğmuş hiç bir 86 Prof.Dr. Şeref ERTAŞ hakka karşı üstün bir etkisi olmayacağına göre, sonradan doğmuş, üstelik şerhe dilmiş bir şahsi hakka karşı üstünlüğü neden olsun? Aksi takdirde, bir şahsi hak, şerh edilsin veya edilmesin kendisinden sonraki haklara etkili olacaksa, şerh müessesesine ne lüzum vardır (.C.Turan, İzBD 1991 s.70 sy 1). 6. Kazuistik * Şekil eksikliği - Kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde, MK 634, 11, 162 m.lerine aykırılıktan doğan geçersizliğin MK 2.m.ye dayanılarak düzeltildiği en geniş alanlardan biridir. Kat karşılığı inşaat sözleşmeleri, taşınmaz payı devir borcu yaratması nedeniyle MK 634., BK 213 m. gereğince resmi şekle tabidir (YİBK. 7.19.1953 E.8.K9). Ancak Yargıtay uygulamasında şekil noksanlığından kaynaklanan bu geçersizliğin iki şekilde yumuşatıldığını görmekteyiz. Birincisi; Şekil eksikliğine rağmen arsa malikinin tescil işlemini yaptırmış olmasıdır. Bu halde taraflar arasında adi yazılı şekilde bir kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmış, arsa sahibi işlemin geçersizliğine rağmen tapuda resmi ferağ ve tescil işlemini yerine getirmiştir. Bu aşamadan sonra arsa sahibinin şekil eksikliğini ileri sürüp, kaydın terkini talep etmesini Yargıtay hakkın kötüye kullanımı saymaktadır (HGK 21.3.1986 gün, 86/14-541 E. 257 K.) Esasen burada başlangıçtaki şekil eksikliği daha sonra tarafların tapuda resmi devir ve tescil işlemi yapmış olmaları nedeniyle ortadan kalkmıştır (Bkz. aşağıdaki 15.HD.katrarı nr.2). İkinci hal ise, müteahhidin kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geçersizliğine rağmen edimini ifa etmiş olması, arsa sahibinin şekil eksikliğini ileri sürerek tescil işlemini yerine getirmekten kaçınmasıdır. Yargıtay 15.HD.nin bu duruma ilişkin ilke kararı şu şekildedir: “Biçim koşuluna uygun olmadığı için geçersiz olan” arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine şu iki halde geçerlilik tanınabilir : 1. Arsa payının tapuda yükleniciye devredilmesi hali. Notere gitmeden sözlü veya adi yazılı biçimde yapılan, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi “ geçersiz ise de, arsa sahibi, bu sözleşmeye bedel olarak vermeyi yüklendiği arsa payını tapuda yükleniciye devretmekle, başlangıçta geçersiz olan sözleşme, geçerli hale gelmekte ve artık geçersizlik ileri sürülememektedir. Zira resmi biçim koşulu, tapuda pay devrinin zorunlu olarak resmi biçimde yapılması ile gerçekleşmiştir. Karma nitelikte bu sözleşmenin diğer kısmı yani inşaat sözleşmesi kısmı ise, zaten resmi biçim koşuluna bağlı olmadığı için, bir bütün olarak geçerli hale gelen bu sözleşmenin ifası mümkün olabilmektedir. 2. İnşaatın tamamen veya büyük oranda tamamlanması hali. Sözleşme noterde düzenlenmemiş ve tapuda da pay devri yapılmamış olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin tarafı olan arsa sahibinin bu sözleşmenin ifa olunacağı hususunda o güne kadar süregelen davranışları ile yükleniciye tam güvence vermesi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinden Doğan Hak ve Borçların Devri 87 yüklenicinin de sözleşmenin yerine getirileceği inancına iyiniyetle bağlanarak inşaatı tamamlaması veya büyük oranda ikmal edilmiş olması halinde de sözleşmeye geçerlilik tanınmaktadır. Zira bu halde de şekil noksanlığını nedeniyle sözleşmenin geçersizliğini ileri sürmek MK.2.m.sinde kabul edilen hakkın kötüye kullanılması yasağının ihlali niteliğinde olup böyle bir iddia yasaca himaye edilemez (15.HD.8.5.1996, E.1132, K.2486 K-T.Uygur, c.s.107). * Yargıtay HGK.nun 30.4.1997, 97/15-146, K.372 (İKİD 1998, 13473) sayılı kararında ise taraflar arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesi resmi şekilde yapılmamış ancak yüklenici edimlerini tam olarak yerine getirmiş fakat arsa sahibi sözleşmenin geçersizliğini ileri sürerek taahhüt ettiği bağımsız bölümleri yükleniciye devir etmekten kaçınmaktaydı. MK.2.m.sinden hareket eden Yargıtayın hükmü şu şekildedir : “Taraflar arasında geçerli bir sözleşme olmamakla birlikte taraflar karşılıklı olarak edimlerini ifa etmişlerse yahut yüklenici inşaatı bitirmiş veya çok büyük bir bölümünü yapmış ve arsa sahibi de inşaatın devamı süresince karşı koymamış ve inşaatın yapılmasına rıza göstermiş veya arsa payı yüklenici adına geçirilmiş veyahut taraflar karşılıklı olarak ve kısmen edimlerini ifa etmişlerse, bu takdirde sözleşmenin geçersizliğini ileri sürmek iyiniyet kuralları ile bağdaşmaz.” Alacağın temliki niteliğinde olarak müteahhitten satın bağımsız bölüm satın alınmasında, müteahhitle yapılan sözleşmenin BK 162.uygun olmaması halinde bu şekil eksikliği de MK 2. hükmüne göre düzeltile bilir mi? 30.9.1988 tarih, 2/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında : “Tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetini devir borcu doğuran ve ancak yasanın öngördüğü biçimde koşullarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz bulunan sözleşmeye dayanılarak açılan cebri tescil davasının kural olarak kabul edilmeye-ceğine; bununla beraber Kat Mülkiyeti Kanununa tabi olmak üzere yapına başlanan taşınmazdan bağımsız bölüm satımına ilişkin geçerli sözleşme olmadan tarafların bağımsız bölüm satımında anlaşarak, alıcının tüm borçlarını eda etmesi ve satıcının da bağımsız bölümü teslim ederek alıcının ona malik gibi kullanmasına rağmen satıcının, tapuda mülkiyetin devrine yanaşmaması hallerinde, olayın özelliğine göre Medeni Kanunun 2.m.sini gözeterek açılan tescil davasının kabul edileceği” sonucuna varılmıştır. Yani Yargıtay, alıcı şahsın ücret ödeme borcunu tam olarak ifa etmesi, satılan bağımsız bölümün zilyetliğinin alıcıya teslim edilmesi halinde, durumun özellikleri haklı kılıyorsa, MK 634.m.deki resmi şekil koşuluna aykırılık dikkate alınmaz demektedir. Buradan hareketle müteahhidin arsa sahibi değil de kat karşılığı inşaat sözleşmesi alacaklısı olduğu durumlarda aynı sonuca ulaşmak mümkün müdür?. Eğer müteahhidin arsa sahibine karşı tescili talep edebilme hakkı muaccel hale gelmişse, şekle uygun olmayan bir satım sözleşmesi ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi ilişkisi çerçevesinde müteahhitten bağımsız bölüm satın alan kişilerin de arsa sahibine karşı cebri tescil davası açabilmesi mümkün olmalıdır. 88 Prof.Dr. Şeref ERTAŞ * Noksanlığın tamamlanması -Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 5.11.1997 gün E.97/14-671, K.879 sayılı kararı (İKİD 1998, 13407) yukarda yapmış olduğunuz açıklamaların bir özeti niteliğindedir. Dava konusu olayda müteahhit ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapan müşterek arsa sahipleri bir gerçek kişi ile bir yapı kooperatifidir. Davacı, müteahhidin sözleşme gereği kendisine bırakılan bağımsız bölümlerden birini satın almış, müteahhit işi zamanında tamamlayamadığı için arsa sahipleri inşaat sözleşmesini feshetmişler, arsa sahipleri kendilerinden ve müteahhitten bağımsız bölüm alan kişileri inşaatı elbirliği ile tamamlamak için davet etmiş, diğer alıcılar bu davete katıldığı halde müteahhitten daire satın alan davacı katılmamış fakat arsa sahiplerine karşı tescil davası açmıştır . Bu dava konusu olaya ilişkin Y.H.K.nun hükmü şu şekildedir . “ Kural olarak arsa sahibi ile yüklenici arasında kat karşılığı inşaat yapılması hususunda sözleşme düzenlendiğinde ve sözleşme koşulları yerine getirildiğinde yüklenici kişisel hak kazanır. Yüklenici bu kişisel hakka dayanarak arsa sahibinden inşaat sözleşmesi uyarınca kendisine bırakılan bağımsız bölümlerin mülkiyetinin adına tescilini isteyebilir veyahutta BK. 162. ve onu izleyen maddeleri hükmünce yazılı olmak kaydı ile arsa sahibinin rıza ve muvafakatini almaya gerek olmadan söz konusu kişisel hakkını 3.kişilere temlik edebilir. Üçüncü kişi gerek akdi olan yükleniciye ve gerekse arsa sahibine karşı temellük ettiği kişisel hakkı ileri sürme olanağına sahiptir. Yalnız yüklenici ediminin tamamını yerine getirmez ise, noksan kalan edimler pek cüz’i olur ve arsa sahiplerince bu miktarın paraya dönüştürülmesi sureti ile noksanlığın giderilmesi tahammül edilebilecek boyutlarda bulunabilirse, bu noksanlığın para ile tamamlanması sağlanarak tescil isteme olanağı doğabilir “ . (Aynı doğrultuda HGK 4.2.1998, E.77/14-857, K.67- İKİD 1999, 13997- 14.HD.21.6.1999, E.440, K.4603 -İKİD 1999, 142-373) * Yüklenici tarafından yerine getirilmesi gereken işin eksiz olması halinde bu eksikliğin “katlanılabilir (BK 360)” nitelikte olup olmadığı noktasında Yargıtay 14.Hukuk Dairesi 21.12.1998 tarih, E.8913, K.9909 sayılı Kararında (İKİD 1999, 13994) şu sonuca varmaktadır : “Yükleniciden satış vaadi yoluyla bağımsız bölüm satın alan davacı, arsa sahipleri aleyhine tescil talebinde bulunabilmesi için, yüklenicinin edimini eksiksiz yerine getirmiş olması gerekir. Bununla birlikte yüklenicinin noksan bıraktığı işler arsa sahibi tarafından tahammülü mümkün ölçüde ise ve bu eksikliğin davacı tarafından karşılanması yahut bedelinin ödenmesi şartıyla yükleniciden bağımsız bölüm satın alan kişilerin arsa sahibinden tescil isteme hakkı doğar. İşin % 70’inin yapılmış olması halinde eksikliğin cüz’i mahiyette olduğunun kabulü mümkün değildir “ (Aynı doğrultuda HGK 11.3.1998, E.98/14-159-K 215 -İKİD 1999, 14110) Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinden Doğan Hak ve Borçların Devri 89 * Arsa sahibi ile müteahhidin danışıklı işlemleri -Kat karşılığı inşaat sözleşmesinde, yüklenici kendisine bırakılan bağımsız bölümü üçüncü şahsa temlik ettikten sonra arsa sahibi ile anlaşıp kat karşılığı inşaat sözleşmesini feshedip edemeyeceği konusunda Yargıtay HGK 19.6.1996 tarih, E.96/14-276, K 500 (İKİD 1999, 14999) sayılı kararı ise şöyledir: Dava konusu bağımsız bölümü arsa sahibi satış vaadi ile yükleniciye, yüklenici de davacıya temlik ettikten sonra, yüklenicinin yerine bu davacı geçtiğinden, arsa sahibi ile yüklenicinin bir araya gelerek BK 11, 12 m.leri uyarınca belge ile satış vaadi sözleşmesini fesih ile ortadan kaldıramaz.” Ancak burada kat karşılığı inşaat sözleşmesini arsa sahibi ile yüklenicinin feshetmesinin hükümsüzlüğü sonucuna, yüklenicinin tasarruf ehliyetinin kalmamasına mı, yoksa fesih işleminin adi yazılı şekilde yapılmış olmasına mı bağlanmaktadır? Bu husus kararda açık değildir. Kararda adi yazılı şeklin vurgulanması burada dolaylı olarak ikinci şıkkın tercih edildiğine işaret etmektedir. Yüklenici ile arsa sahibi arasında yapılan satış vaadi sözleşmesi resmi şekilde yapıldığından, bu sözleşmenin feshi de resmi şekilde yapılması gerekir (BK 12), bu bakımdan adi yazılı şekil yeterli sayılmamıştır. * Bir olayda müteahhit, kendisine kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca, arsa sahibince taahhüt edilen daireyi adi yazılı bir sözleşme ile önce (A) ya satmış daha sonra da aynı daireyi borç aldığını ileri sürdüğü (B) ye borcu karşılığı tapuda devir etmesi için arsa sahibine talimat vermiş, arsa sahibi de bu daireyi tapuda bu talimat üzerine (B)nin üzerine tescilini yaptırmıştır. Ancak (B) nin müteahhidin bir yakını olduğu, müteahhide borç verecek mali durumunun olmadığı, bu dairenin daha sonra kısa aralılarla (B) nin akrabaları arasında el değiştirdiği anlaşılmıştır. (A)nın (B) ye karşı açtığı tapu iptal ve tescil davasında Yargıtay 14.HD.sinim bu olaya ilişkin 4.10.1983 tarih 3908 E.5918 K. (Dalamanlı/(Kazancı, BK Şerhi m.355 s.887) kararı şu şekildedir : “Davada arsa maliki-müteahhit, müteahhit-borç aldığı kişi, müteahhit ile davacı arasındaki ilişkinin hukuksal durumları ayrı ayrı açıklanmasıyla davacının davadaki yararı saptanmış olacaktır . Arsa sahibi-müteahhit ilişkisi : Bunlar arasındaki sözleşme haricen düzenlenmiş ise de; bunlar bu sözleşmeye uyarak edimlerini karşılıklı olarak ifa etmişlerdir. Müteahhit arsa sahibi ile yaptığı anlaşma gereğince kendisine isabet eden daireyi burcuna teminat olarak kendisine borç para veren (B) ye temliki için arsa sahibine talimat vermiş, ve arsa sahibi de buna uyarak bu daireyi (B) ye temlik etmiştir. Böylece arsa sahipleri bu daireyle mülkiyet ilişkisini kesmişlerdir Müteahhitle ona borç veren kişi (B) arasındaki ilişki : Müteahhidin yaptığı inşaat karşılığında hak ettiği daireyi, borç ödendiğinde geri almak üzere, kendisine 90 Prof.Dr. Şeref ERTAŞ borç veren (B) ye temlikine rıza göstermiş olduğu iddia edilmiştir. Burada inançlı bir temlik olmaktadır. Müteahhit ve davacı arasındaki ilişki : Müteahhit kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca hak ettiği bağımsız bölümleri muhtelif kişilere adi yazılı olarak temlik etmiştir. Davacı da bunlardan biridir. Davanın açıklanan bu aşamasına ve olayların hukuksal akışına bakarak müteahhidin hakkını davacıya temlik edişi BK 162 vd m.lerinde tanımlanan alacağın temliki niteliğindedir. Alacağın temlikinde resmi şekil aranmaz., Davacı (A) ile daireyi müteahhitten alacağına karşılık arsa sahibinden iktisap eden kişi (B) arasındaki ilişki : Arsanın malikleri mülkiyetle ilişkilerini kestiklerinden haksız iktisap ve eylemden zarar gören daire ve dükkanlarda hak sahibi olan müteahhidin şüphesiz bunlara karşı dava hakkı vardır. Ancak müteahhidin ölmesi ve mirasçılarının da mirası reddetmesi karşısında müteahhitten daireyi alacağın temliki hükümlerine göre alan davacı(A) müteahhidin halefi durumundadır (Dolayısıyla müteahhidin (B) ye karşı açabileceği davaları (A) da açabilir). Dava konusu çekişmeli daire davalı (B) adına kayıtlı olmakla beraber kendisinin müteahhide isabet eden, davacıya satılan daireyi alacak mali gücü olmadığı müteahhidin yanında oturduğu ve onun tesiri altında olduğu ve Türkiye’de mal iktisap edemeyecek durumda olan Libya uyruklu damadı F.S.nin faiz karşılığında verdiği borç paranın teminatı olarak mülkiyeti iktisap ettiği bildirilmiştir. Diğer bir deyimle para veren Libya uyruklu olduğu halde tapuda malik olarak görünen onun kayınvalidesidir. Kayınvalide, (B)nin mülk edinmeye yönelik bir irade ve davranışı olmayıp sadece ve sadece F.S.nin müteahhitten olan alacağını sağlama almak için kanuna karşı hile kullanarak muvazaalı bir şekilde mülkiyet iktisabı söz konusu olmaktadır. Muvazaanın, her türlü delille ispatı (3.şahıslarca) mümkündür. Müteahhit ölmüş mirasçıları da mirası ret etmiştir. Müteahhidin hakkını temellük etmiş (BK 162) olan davacının ona halef olarak dava hakkının tanınması iddiasını (muvazaa) ispata imkan verilmesi gerekmektedir. Zira bunun aksine düşünmek, faize para veren ve kanuna karşı hile kullanarak bir muvazaa düzeni meydana getireni mükafatlandırmak ve adaleti şekle kurban etmek demektir.” Bu olaya ilişkin olarak Yargıtay’ın yapmış olduğu izah ve gerekçelerden çıkaracağımız sonuç şudur : Müteahhidin talimatıyla arsa sahibinden müteahhide düşen daireyi resmi şekilde iktisap etmesine ilişkin hukuki durum bir muvazaa ve kanuna karşı hile teşkil ediyorsa (B)nin iktisabı hükümsüz olduğundan, üzerine olan tapu kaydı da geçersiz olacaktır, (A) tercih edilecek ve müteahhidin BK 162.m. gereğince halefi olan (A), (B) adına bu yolsuz kaydın terkini ve taşınmazın adına tescilini dava edebilecektir. Buna karşılık arsa sahibinden daireyi resmi şekilde tapu iktisap, muvazaa, kanuna karşı hile sayılmaz ise, (B) nin iktisabı MK 931.m.gereğince korunacak, kısacası (B), (A) tercih olunacaktır. Başka bir deyişle müteahhitten bir Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinden Doğan Hak ve Borçların Devri 91 bağımsız bölümü BK 162.m.göre iktisap edenle, bu daireyi daha sonra iyiniyetle tapun resmi şekilde iktisap eden karşılaştığında Yargıtay ikinciyi, yanı bağımsız bölümü iyiniyetle arsa sahibinden iktisap edeni (MK 931) korumaktadır. 92 Prof.Dr. Şeref ERTAŞ K A Y N A K Ç A Baygın C. : Türk Hukukuna Göre İstisna Sözleşmesinde Ücret ve Tabi olduğu Hükümler, İstanbul 1999. Dalamanı/Kazancı : Açıklamalı Borçlar Kanunu, İstanbul 19990 Çenberci, M. : Gayrmenkul Satış Vaadi, Ank. 1966 Eren F. : İnşaat Sözleşmesinde Müteahhidin Borçları ve bu borçların Yerine Getirilmemesinin Sonuçları (Batider, Ankara 1996) Eren F. : Borçlar Hukuku Genel Hükümler, c.1 1998 Erbil S. : Mütehhidin Üçüncü kişilere adi yazılı şekilde satış sözleşmesinin geçerliliği - Man.Bar.Der. 1986 sy 16 s.29). Ertaş Ş. : Eşya Hukuku, İzmir 1997 bası Gauch P. : Der Werkvertrag, Zürich 1985 Kaplan İ. : Eser Sözleşmesinde İşin Başkasına Yaptırılması (Batıder 1985) Kılıçoğlı A. : Müteahhidin Eseri Şahsen Yapma veya Kendi İdaresi Altında Yaptırma Borcu (AÜHFD 1975, 185 sSayı 1-4 Kocayusufpaşaoğlu N. : Gayrimenkul Satış Vaadi, İst.1959 Seliçi Ö. : İnşaat Sözleşmesinde Meteahhidin Sorumluluğu, 1978 İstanbul. Serozan R. : Die Überwendung der Rechtsfolgen des Formmangels in Rechtsgeschaeft nach deutschem, schwezerischem und türkischem Recht, Tübingen 1968 Tekinay S. : Borçlar Hukuku, 6.bası 1988 Uygur T. : İnşaat Hukuku c.1 ve 2 Ankara 1998 Yavuz C. : Türk Borçlar Hukuku Özel Hükümler, İst.1996 ve 2.bası (1989) c.2 Zevkliler A./Aydoğdu M./Petek H. : Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, İzmir 1998 

 

ARSA PAYI KARŞILIĞI KAT YAPIM SÖZLEŞMESİ  Ülkemizde 1950’li yılların başında tarım sektörünün makineleşmeye başlaması ile kırsal kesimden büyük kentlere göç başlamış ve ciddi bir konut açığı ortaya çıkmıştır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi de işte bu konut ihtiyacından doğmuştur. Arsa sahipleri yeterince gelirleri bulunmaması nedeniyle belirli arsa paylarını müteahhitlere devrederek karşılığında yapılan konutlardan yararlanmışlar, bu sözleşmeyi hayata geçirmişlerdir. I. Sözleşmenin Tanımı Arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi, iş sahibinin bir arsa veya bir taşınmazın belirli bir payını aynen devretmesi veya devrini taahhüt etmesine karşılık yüklenicinin bir inşa eseri meydana getirmeyi taahhüt ettiği, esasen ani edimli fakat Yargıtay’ın görüşünce geçici-sürekli karmaşığı, geçerliliği resmi şekle bağlı olan, tam iki tarafa borç yükleyen, ivazlı, çift tipli bir karma sözleşmedir. II. Sözleşmenin Unsurları Taraflar arasında bir sözleşme yapılmış olması sözleşmenin ilk unsuru kabul edile bilinir. Hukuki sonuç doğurabilmesi için sözleşmenin konusu ve koşulları hususunda tarafların iradelerinin birleşmesi ve bu iradelerin yasada belirtilen biçim koşullarına uygun olarak açıklanmış olması gereklidir. Sözleşme; iradelerin birleşmemesi durumunda yok sayılacak, öngörülen biçimi içermediği takdirse ise taraflar için hak ve borç doğurmayacaktır. Bu sözleşme meydana getireceği eser karşılığında yükleniciye iş sahibinin bir taşınmaz mülkiyetini devretmesini içerir. Taşınmaz mülkiyetinin devri resmi şekle tabi olacağından arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi de resmi şekle tabi olacaktır. Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin de şekil şartını sağlamayan bir sözleşme ile ilgili hükmü şu şekilde olmuştur: “Taraflar arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesi noterde düzenleme şeklinde yapılmamıştır. Sözleşmenin sadece noterde tasdik ettirildiği anlaşılmaktadır. İnşaat yüklenici tarafından tamamlanmadığı gibi yükleniciye tapu devri de yapılmamıştır. Bu yönler dikkate alındığında taraflar arasında geçerli bir sözleşmenin bulunmadığı açıktır. Yapılan sözleşme yok hükmündedir. Taraflar arasındaki sözleşmenin yok hükmünde olması durumunda tarafların sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre verdiklerini geri alabilirler.” Stj. Av. Ayyüce SARICA 2018/1 | Hukuk Gündemi 45 Yüklenicinin inşaat yapımını yüklenmesi ise sözleşmenin bir diğer unsurudur. Mevcut yasalarımızda kat veya inşaatın tanımı yapılmış bulunmamaktadır. 3194 sayılı İmar Kanununun 5. Maddesinde yapı; “karada ve suda, daimi veya muvakkat, resmi ve hususi yeraltı ve yerüstü inşaatı ile bunların ilave, değişiklik ve tamirlerini içine alan sabit ve müteharrik tesisler” olarak tanımlanmıştır. Aynı zamanda 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununda “arsa üzerinde ileride kat mülkiyetine konu olmak üzere yapılacak veya yapılmakta olan bir veya birden çok yapının bağımsız bölümleri için o arsanın maliki veya ortak malikleri tarafından bu Kanun hükümlerine göre kurulan irtifak hakkına kat irtifakı; bu hakka sahip olanlara da kat irtifak sahibi” olarak tanımlanmıştır. İş bu tanımlardan “kat” kavramına bağımsız bölüm niteliğinin tanındığı sonucuna varabiliriz. Bu hususlardan hareketle doktrinde de savunulduğu gibi yüklenicinin yükümlendiği üstlendiği kısımlara kat değil, bağımsız bölüm demek daha doğru olacaktır. Keza değişikliklerin yapıldığı yürürlükteki son Tapu Kadastro Genelgesinde her yapının tipinin ve bağımsız bölümlerinin numaralarının gösterilmesi şart koşulmuştur: “Esasen, kat irtifakı veya kat mülkiyeti kurulurken ayrıca vaziyet planı aranıldığı ve vaziyet planında her yapının tipi ve bağımsız bölüm numarası gösterildiğinden genel inşaat projesinde, her yapı için ayrı ayrı plan istenmesine gerek yoktur. Bu nedenle; bundan sonra bir parsel üzerine birden çok münferit veya bitişik olarak inşa edilecek ve her biri bir bağımsız bölümü havi tek katlı yapılar ile dubleks yapılar için ibraz edilecek vaziyet planında, her yapının tipinin ve bağımsız bölüm numaralarının gösterilmiş olması şartıyla inşa edilecek veya edilmiş her tip yapı için birer adet genel inşaat projesi alınmak suretiyle kat irtifakı veya kat mülkiyeti tesisi mümkündür.” Yüklenicinin bu bağımsız bölümleri oluşturma ve teslim etmeye dair başlıca iki ana borcu bulunmaktadır. İşin görülmesi dışında yüklenicinin gerekli özeni gösterme, sadakat gibi işin teslimine kadar bulunan süreçteki tüm işleri üstlenmesi gerekmektedir. Bir diğer sözleşme unsuru ise iş sahibinin arsa paylarının devrini yüklenmesidir. Eser sözleşmesinin geçerli olabilmesi için mutlaka karşılığında bir ücret gerekmektedir. Ücret BK’nun 355. Maddesinde “semen” sözcüğü kullanılarak ifade edilmiştir. Bu maddeden hareketle ücretin para olması zorunlu değildir. Bu sözleşme zarfında ücret arsa sahibi tarafından yükleniciye devredilecek arsa payı olacaktır. Bağımsız bölümlerin yükleniciye aynen devri dışında iş sahibinin arsayı yükleniciye inşaat için teslim etmesi de gerekir. Karşılıklı edim içeren inşaat sözleşmelerinde yer teslimi iş sahibinin öncelikli borcudur (BK. MD 81,90). Arsa iş sahibi tarafından ayıpsız ve inşaata elverişli biçimde teslim edilmediği durumda yükleniciden inşaata başlanması beklenemez. III. Sözleşmenin Hukuki Niteliği Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yüklenicin bağımsız bölüm oluşturmayı borçlanmasını içerir ancak tipik iş görme sözleşmelerinden eser sözleşmesi olarak görülemez. Eser sözleşmesinde eser yapımı karşılığında bir ücret edimi bulunmaktadır. Yüklenicinin inşaatın yapılmasını borçlanması karşısında ücretin para ile değil de mevcut arsanın payı olarak karşılanması da sözleşmeyi satış sözleşmesi veya eser sözleşmesi olma niteliğinden 46 Hukuk Gündemi | 2018/1 çıkarmaktadır. Sözleşme kanunlarda bulunan sözleşmelerden ayrılmakta ancak bu sözleşmelerden asli edimler alarak kendine özgü bir biçimde karşı karşıya getirmektedir. ı. Sözleşmenin Çift Tipli Karma Bir Sözleşme Olması Kanunda düzenlemeyen bu sözleşme atipik (isimsiz) bir sözleşmedir. Değişik edimlerin yan yana değil de karşı karşıya gelmesi ile oluşmuş sözleşmelere çift tipli karma sözleşmeler denir. Arsa payı karşılığı kat yapımı sözleşmesi eser sözleşmesinin belirleyici unsuru olan inşaatı yapma ve bağımsız bölümleri teslim etme edimini müteahhidin üstlenmesi ve bunun karşı edimi olarak arsa sahibinin taşınmaz satımının bir unsuru olan taşınmaz mülkiyetini müteahhide geçirmesini içerir. Yargıtayın da çeşitli kararlarında sözleşmeyi çift tipli karma sözleşme olarak nitelendirdiği görülmüştür: “… Böylece arsa payı karşılığında apartman (kat) yapımını öngören sözleşme ilişkisi kurulmuştur ki, burada iki tipli karma bir sözleşme söz konusu olmaktadır. Davacının yüklendiği eser meydana getirme edimi için, Borçlar Yasasının bu tip sözleşmeyi düzenleyen hükümlerinin uygulanmasına karşılık, davalıların pay mülkiyetini geçirme borcu yönünden satıma ilişkin hükümler uygulama alanı bulacaktır…” Söz konusu sözleşme birleşik bir sözleşme değildir. Sözleşmede iki tipik sözleşme olan eser ve satış sözleşmelerinin ana unsurları bulunmakta fakat sözleşmeler bağımsızlıklarını koruyamamaktadırlar. Birleşik sözleşmelerde her sözleşme kendi bağımsızlıklarını korumakta ve kendi hükümlerine tabi olmaktadır. Yüklenicinin meydana getirmekle yükümlü olduğu inşaatın bedeli, iş sahibi tarafından inşaatın bulunduğu arsa payının devri veya bağımsız bölümlerin mülkiyeti ile karşılanacağı için sözleşme satış ve eser sözleşmeleri unsurlarını taşıyacak fakat bu sözleşmelerden bağımsız bir sözleşme olma niteliğini kazanacaktır. Sözleşme kendine özgüsü yapısı olan (sui generis) bir sözleşme de değildir. Arsa payı karşılığı inşaat yapımı sözleşmesi kanunda yer alan sözleşmelerin ana unsurlarını taşımaktadır. Kendine özgü yapısı olan sözleşmeler kanunlarda düzenlenen sözleşmelerin unsurlarını taşımazlar. ıı. Sözleşmenin Rızai ve Borçlandırıcı Bir Sözleşme Olması Rızai sözleşmelerde tarafların karşılıklı uygun beyanı yeterlidir. Arsa payı karşılığı kat yapım sözleşmesi hangi şekilde düzenlenmiş olursa olsun tarafların uygun beyanları varsa kurulmuş olur. Söz konusu sözleşmede bağımsız bölümlerin oluşturup tesliminden önce iş sahibinin arsa payını devretmesi yönünde yükleniciyle iradelerinin birleşmesi ile sözleşme varlık kazanacaktır. Sözleşmenin rızai oluşu sözleşmenin borçlandırıcı olduğunu da gösterir. Sözleşmeden hem arsa sahibi hem müteahhit birbirlerine karşı edimlerini ifa etme borcu altına girerler. ııı. Sözleşmenin İvazlı Bir Sözleşme Olma Özelliği İçerdiği ilişkilere göre sözleşmeler ikiye ayrılmaktadır. Bunlardan ilki tek tarafa borç yükleyen sözleşmelerdir. Bu sözleşmelerde taraflardan yalnız biri borç altına girer, bu sözleşmelerde 2018/1 | Hukuk Gündemi 47 tek edim vardır. Diğer sözleşmeler ise ilke olarak iki tarafa birden borç yüklemektedir, bu sözleşmelerde birden fazla edim bulunur. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde arsa sahibi, arsa paylarını yükleniciye devretmeyi taahhüt ederken bunun karşılığında yüklenici ise, bağımsız bölüm inşa etmeyi ve arsa sahibine devretmeyi borçlanmaktadır. Bu durumda sözleşmede bulunan her iki tarafı da hem alacaklı hem de borçlusu olacaktır. ıv. Sözleşmenin Resmi Şekle Tabi Olması Söz konusu sözleşme eser ve satış sözleşmelerinin unsurlarını barındırmaktadır. Eser sözleşmesi bir şekle tabi değilken, gayrimenkul satışı çeşitli şekillere tabidir. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde arsa sahibi bir gayrimenkul satışı gerçekleştirmektedir ve bu satışın geçerli olabilmesi için resmi senette satış karşılığının bulunması gerekir. İş bu sözleşmede satış sözleşmesinin bedeli yüklenicinin meydana getirdiği bağımsız bölümler olacağından inşaat sözleşmesinin de resmi senet aracılığı ile gerçekleştirilmesi zorunluluğu doğar. v. Sözleşmenin Ani veya Sürekli Borç İlişkisi Doğurması Hususu Ani edimli sözleşmelerde borçlu edimini bir defada yerine getirir ve sözleşme edimin gerçekleşmesi ile sona erer. Burada edim anidir, bir sürece yayılması mümkün değildir. Sürekli sözleşmelerde ise asli edimin ifası bir sürece yayılır. Süreklilik ilişkisi belirli veya belirsiz bir süre için olabileceği gibi asli borç bu süre içinde süreklilik arz eder. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi hakkında süreklilik arz etmesi veya ani edimli olması bakımından doktrinde iki yönde de görüşler bulunmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi esasen ani edimli bir sözleşmedir. Müteahhit inşaatın yapım süresi zarfında edimi sürekli ifa etmemektedir. Bu süreç ifaya hazırlık olarak nitelendirilmelidir. Şöyle ki, inşaatın teslimi ile arsa sahibinin menfaati bir anda karşılanmaktadır. Kaldı ki yüklenicinin tek borcu inşaatın teslimidir, eser ve meyana getirme olarak bu borç bölünemez. Eserin meydana getirilmesi burada ancak ifaya hazırlık niteliğinde olabilir. Ancak Yargıtay 25.01.1984 tarihinde verdiği 1983/3 esas, 1984/1 karar numaralı içtihadı birleştirme kararı ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesini geçici-sürekli karışığı olarak nitelendirmiştir. Bunun sebebi sözleşmenin ani edimli kabul edilmesi halinde müteahhittin kendi kusuru ile temerrüde düşmesi durumunda sözleşmeden arsa sahibinin dönme hakkı bulunacak olmasıdır. Yani bu durumda yüklenici sadece sebepsiz zenginleşme hükümlerince hakkını talep edebilecek, bağımsız bölümler üzerinde hak elde edemeyecektir. Ancak sözleşme sürekli edimli kabul edilirse yüklenici bağımsız bölümler üzerinde eseri tamamladığı oranda ayni hak talep edebilecektir. Görüldüğü üzere burada amaçlanan dürüstlük kuralları uyarınca eserin çok büyük bir kısmını tamamlayan yüklenicinin ayni hak talep edebilmesidir. Yargıtay eserin %90 gibi bir kısmının tamamlanması ile yükleniciye bu hakkı tanımıştır. 48 Hukuk Gündemi | 2018/1 Sonuç Arsa payı karşılığı inşaat yapımı sözleşmesi 1950’li yıllarda konut ihtiyacı ile doğan, eser ve satış sözleşmelerinden asli edim unsurlarını alarak karşı karşıya getiren çift tipli bir karma sözleşmedir. Bu sözleşme ile arsa sahibi yüklenicinin meydana getirdiği bağımsız bölümlerden sözleşme gereğince kendi payını alarak, yükleniciye düşecek payı da yükleniciye devretme ve inşaat için arsayı yükleniciye teslim etme yükümlülüğü altındadır. Buna karşılık yüklenici de teslim edilen arsa üzerinde bağımsız bölümler meydana getirme, bunlardan arsa sahibine ait olanları ona teslim etme ve ayıba karşı teffekül borcu altına girer.

 

 


İletişim Bilgileri

  • Adres: MEVLANA MAHALLESİ 854 SOKAK NO:1 KAT:2 - GEBZE/KOCAELİ
  • Telefon: İLETİŞİM 0262 643 74 47
  • Fax: 0262 643 74 47
  • Email: info@komsuinsaat.com.tr
KOMŞU İNŞAAT

© 2016. KOMŞU İNŞAAT www.www.komsuinsaat.com.tr